19 Temmuz 2010 Pazartesi

Sabah Sefam


Gördüm mü hiç dayanamam, gözüm uzun süre üzerinde takılı kalır.
Sarmaşık derdim ben ona. Sabah sefası adı da çok yakışıyor.
Erkenden uyanır, bizlere gülümser. Öğlenin sıcağına doğru kapanır.
Kalp biçimi yaprağı yenilenerek sarar gider. Ne çiçeği tükenir, ne de yaprağı mevsim boyu.
Bahçem olsaydı, her yere ondan diker, birlikte dans ederdik.
Sabah çayımı içerken de sefam olsun derdim.
İşte, yaşamımı anlamlandırandan bir kesit.
Yakalamam lazım; alıp başımı gitmem lazım, bu düşlerimin peşinde...

1 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Kahkaha çiçeği...
Bir çiçeğe bir isim ancak bu kadar yakışabilir değil mi? Ben de çok severim, içim ışır görünce. Boşuna dememişler Kahkaha çiçeği diye işte...