2 Eylül 2010 Perşembe
Saçmalama Zamanı
Düşünmeden yazmak nasıl olurmuş, canım bugün bunu denemek istiyor!
Az buz değil, ilham gelse diye bekleyeli onlarca gün oldu. Yok, gelmiyor! Canı isterse.
Ben de saçmalamaya karar verdim.
İnsan yazmayı sever de niye yazmaz?
Ola ki ülkede istibdat vardır, ola ki kendinden uzaktadır, ilham da çalıya dolaşmıştır.
Gülü seven dikenine katlanırmış.
Yaşamımın birçoğunda yoktu dikeni güllerimin.
Batmasın diye dikenlerini yana bastırıp kırdığımız, sonra elimize desteleyip okul yollarından eve getirdiğimiz; düşünüyorum da bugün gibi gözümün önüne geliyor o dikensiz güllerin cansızlığı ve vazodaki duruşlarında bir eksik taraf.
Vücudumuza biz hükmedemezsek o bize hükmediyor. Bir güzel, vaktinden evvel dinozorlaştırıyor.
Hareketsiz kalmak, spor yapmamak aynı okumamak gibi, sağlığın her yandan kuşatılmışı.
Güzel bir laf, sizlerle paylaşmalıyım: “Gezmiyor ve okumuyorsan yaşadım deme”
Kurt dumanlı günü severmiş. Ortalık toz duman…………
Dün ”sarı saçlı, mavi gözlü” yü gördüm düşümde!.. Hayırdır inşallah!!!..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Bunların neresi saçmalamak, ne güzel yazmışsın aklından geçenleri, bense yorum yazarken bile ne yazsam şimdi düşünüyorum:))
Amaaaa... En son yazdığın var ya, muhteşem. Nasıl gördün? Ne mutlu sana yaaa, rüyanı kıskandım...
"Lider Dediğin" başlıklı çalışmanız "Bloglardan Seçmeler"de yayınlandı.Hayırlı günler dileğiyle.
Her kim böyle saçmalıyorsa ben onu çok severim :)
Yorum Gönder