9 Nisan 2011 Cumartesi

Kavga neden İslam coğrafyasında?

Önünüze bir dünya haritası alıp bakın.
Şu an çatışmaların olduğu bölge; Müslümanların yaşadığı coğrafyadır.
Libya'dan Pakistan'a kadar her yerde:
Yoksulluk var; gerilik var, cehalet var.
Kan var, acılar var, yıkım var; yoksullaşma var.
Krallar var; şeyhler var; diktatörler var...
Ayaklarının altında petrol denizi var.

- - -
Bir de bakın Batı dünyasına...
Zenginlik var, en iyi eğitim var...
Barış var, huzur var...
Savaşların yerini işbirliği almış...
Çünkü; eğitilmiş halk var...
Eğitilmiş halkın seçtiği sivil yöneticiler var...
Ayaklarının altında kuru toprak var.

- - -
Peki zengin ve mutlu olması gereken İslam dünyası neden böyle?
Sebep din mi?
-Olamaz...
Çünkü aynı dini kabul etmiş eski devletler; o zamanlar dünya medeniyetine önderlik edebiliyorlardı.
Öyleyse sakatlık başka yerde...
- - -
Sakat nokta bulunmadan; bu derde çare de bulunamaz.
Elimizde Osmanlı Devleti örneği var.
15. Yüzyıl'da yeni bir çağ açarak dünya tarihine yön veriyor.
Avrupa'dan çok ileride...
Sonrasında işler değişiyor.
Avrupa ileri giderken Osmanlılar çöküşe geçiyor.

MUHTEŞEM YANLIŞ

Yıl 1548...

Başta Muhteşem Süleyman var.
Sultan Süleyman; Avrupa'yı korkutmuş ama kendi devleti için için kaynıyor.
İstanbul'da bile insanlar huzursuz.
Muhteşem Süleyman topluyor alimlerini soruyor:
-Efendiler; bu kargaşanın sebebi nedir?
Huzurdaki mollalar, kadılar, kadıaskerler, beylerbeyleri, vezirler ve veziriazam bir cevap buluyorlar:

-Hünkarımız, bu sıkıntının sebebi; medreselerde (o zamanki üniversiteler) okutulan tıp, matematik, coğrafya gibi akılcı ilimlerdir. Bunları kaldırıp yerine din dersleri korsak; millet yaramazlıktan vazgeçer
.

Bu kararla okullarımızdan akıl kovuluyor. Bilimsel araştırmalar sona erdiriliyor.
Bunun yerine fıkıh, hadis, kelam gibi Kuran dersleri konuluyor.
- - -
Aynı sıralarda; Avrupa'daki kiliselerde konuşulan şu idi:
-Bu Türkler bize Allah'ın yolladığı bir ceza kırbacıdır. Peki bunları nasıl alt edebiliriz?
Papazlar oturup düşündüler... Tarihleri incelediler.
Gördüler ki Müslümanları kendilerine üstün kılan güç din değil; akıldır.
-Türklere karşı aklımızı kullanalım, dediler.
Ve böylece akıl ürünü olan bilimi devreye soktular.
Türklerin attığı tıbbı, fenni, coğrafyayı kaptılar.
Böylece; bizler kuyuya doğru, Avrupa uzaya doğru yol aldı.
Geldik bugüne...
- - -
Bugün de Batı dünyası; aklı kullanıyor.
Aklın ürünü de bilimsel sonuçlardır.
O da karşımıza fabrikalar, barajlar; lüks konutlar; iyi okullar; en ileri iletişim araçları; en ileri savaş araç-gereçleri olarak çıkıyor.

İslam dünyası bu gelişmeler karşısında çareyi daha da büzüşmekte buluyor.
Dine sarılarak kurtulacağını sanıyor.

Bölgedeki krallar, şeyhler, diktatörler de 'Din elden gidiyor!' diyerek halk kitlelerini bu yoldan uyutuyor.

Eğitilmemiş; dinle uyutulmuş kitleleri yönetmek de kolay ya...

Cehalet at koşturuyor.
- - -

Cahil toplumlar; üretemezler...

Bu yüzden yoksulluk kol geziyor.
Yoksulluk kavganın sebebidir...
Batı dünyası; yoksulluğu ve cehaleti kullanarak İslam dünyasını kırıp geçiriyor.
Bu işte ne İsa Mesih'in suçu var ne Muhammed'in eksikliği...

- - -
Peki kurtuluş nerede?

-Mustafa Kemal'e bakın; tek kurtuluş kapısının o olduğunu görün.

Başka çareniz yok ey Müslümanlar!
-Hepiniz Kemalist olacaksınız...


Rıza Zelyut
22.03.2011

4 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

ilgiyle okudum. Teşekkürler.

UygarRadikal dedi ki...

1000 yıldır Arap dünyasının bir başarısı yok. Müslüman ülkelerdeki tek başarı Atatürk ile Türkiye'de. Olaylara ilmi bakmayanların yönettiği bir ülke olmaktan ne zaman çıkacağız.

Selamlar

Esin Bozdemir dedi ki...

Rıza Zelyut açıklamış net olarak...mantıktan, akıldan,bilimden uzaklaşıldıkça gerilik kaçınılmaz!..anahtar Atatürk'ün seçtiği yoldur!..O'nun izinden gitmektir..aksi taktirde böyle tuzağa düşürürler işte..adım adım gelinen noktada olduğumuz gibi!..teşekkürler zeynepciğim önemli bir yazı..

Sevgilerimle...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Müslümanlar yüzyıllar boyu cahil bırakılarak dinle korkutulmuş. Dinin kişisel inanç olduğunu asla kabul etmemiş. Dini kişinin kendisine bırakıp içinden geldiği gibi inancını yaşamasına izin verilmemiş. Kitabımızda ilim ve bilime verilen önem toplu inanç söylemlerinde yok edilip kişisel rantlar sağlayacak söylemlere yönelmiş.
Laikliği dini yok etme gibi gösterilip kişisel el etek öpmeyi yok etmesinden korkulmuş.
Osmanlıda çıkartılan bir kanundur tahta geçme savaşında kardeşlerinin başını vurma.
Kardeşi bile öldürmenin kanun olduğu bir geçmişten gelen bizler ATATÜRK gibi bir liderin tüm çabalarına karşın bir avuç insan kadar eğitilebilmişiz ne yazık ki!
Sevgiler...