Blogların coşkulu günlerinde, (2006-2008) yeni yıl
yaklaşırken, sayfalarımız ışıl ışıl olurdu.
O günlerde her gün
yazardık. Konularda boldu.
Siyasi dahi yazardık.
( karanlığın bekçileri zebani gibi bitmeye başladıkları güne kadar)
Yılbaşında bloglarımızı çam ağaçlarıyla süslerdik. Gelen
arkadaşlar kutlama yorumları yazar, anında iadeyi ziyaret ederdik.
Yaşamlarımız on yılda gözle görülür şekilde yozlaşırken, her
birimiz savrulduk bir yerlere.
Güzel olan şeyler, özgürlükle beraber rafa kalktı.
Göz hizalarımızı
kaplayan avm ler, çılgın alışveriş haneleri oldu.
Beyinler yalnız
tüketim düşünüyordu.
Özgür düşünme, yazma, yozlaştı ve tüketime kurban gitti.
Belki blog aşklarıda bu yüzden bitti.
2014 den özgürlük diliyorum. Anadolu hepimizi kucaklasın
istiyorum.
Üç günlük dünyada, biri ağlarken biri gülmesin.
Bu kan gölleri nedir?
Biri yerken, biri bakarken kıyametler kopuyor. Kefenin cebi
mi var?
Kısacası, insan bu mu?
Yıllar çok hızlı geçiyor, 2014 geldi bile.
Dünden bugüne değişimleri göremiyoruz; her şey bir süreç.
Çok karamsar değilim ben; iç sesimin bana söylediği bir şey
var, ülkem iyi olacak.
Şu laf boşa denmemiş; “Eskiye rağbet olsa idi bit pazarına nur
yağardı” diye.
“Muasır medeniyeti” yakalayacağımıza inancım tam benim.
Notum: şu bir haftada bloglarımızı ışıl ışıl etmeye ne
dersiniz?
2 yorum:
Biliyorsunuz bundan beş yıl falan önceydi, blogger a erişim engellenmişti. O günden sonra blogcular birer birer terketti yazmayı.
İyi yıllar dilerim.
Güzel günler, hepsi birer birer çekip gittiler..
Yorum Gönder