20 Haziran 2014 Cuma

Üzerimizdeki Elbise

Atatürk misyonu bu ülkede galip gelecektir. Biz “şeyhler, müritler, meczuplar ülkesi “ olmayacağız. Üzerimize giydirilen eğreti elbise, lime lime dökülecektir. 
Zira, ikibin yıl öncelerinden genlerimizdeki esintiler, inatla durmaktadır; yaşamaktadır.

Anadolu halkı olarak, bizlere özgü  gelenek ve göreneklerimiz var,. Arap yarım adasından getirilen adetler bize uymamıştır. O yüzden dökülüyoruz bu gün.
İnsanımız bocalıyor, ne yapacağını bilemiyor,  bir çıkış yolu arıyor. Er geç bunu bulacak.

İdraksız, misyonsuz, kişiliksiz, düşüncesiz olarak kalmaya devam etmemiz mümkün mü? Şu fırlamış teknolojik çağda… “Küllerden doğma” zamanının eşiğindeyiz. “Belki yarın belki yarından da yakın”

Bu gün yaratılan kara kafalar, cahil toplum görünümüne soktu bizi. Hiçbir şey doğru ve düzgün değil. İnsanlar doğru konuşamıyor, dik duramıyor, okumuyor, bilmiyor, düşünmüyor; yalan, korku, sinmişlik… kol geziyor.

Eğitim ve sağlık yok edilmiş; para ile sağlanırken bile kurtuluşu getirememiş; yani ne özel okulu ne özel hastanesi seni sende bırakıyor.  Toplumun ruhsal çöküntüsünü doktorlar düzeltemiyor.
Kısacası tüm değerler bir yana, para bir yana. Ve para din ile kolkola…
 Şu günlerde, her şey din bu memlekette. Ortalık mahşer yeri gibi,… Yoksa öldük mü? Öyleyse  “küllerimizden doğmaya”  beş var..

Dün gece bunları düşündüm. Anadolu’nun ve Asya’nın ikibin yıl öncesine gittim, gördüm ki orada ki biz, içerimizde bir yerlerde duruyor.
Üzerimizdeki elbise döküldü dökülecek!.. Kim ne derse desin…


2 yorum:

Begonvilli Ev dedi ki...

Tümüne katılıyorum. Gerçekten de zorla giydirilmeye çalışılan elbiseden son derece rahatsızım. Ne var ki artık bu konularda yazmak gelmiyor içimden. Ülkeyi böylesine kötü yöneten, iç ve dış politikada korkunç hatalar yapan insanların ve düzenin hala onay alması beni çok sarstı. Söyleyecek söz bulamıyorum.

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Çoban ateşlerimizin hiç sönmemesi dileğiyle.