12 Ekim 2010 Salı

Tlos































Ve düşündürdükleri,

Bu günkü durağımız Tlos ve Saklıkent.
Kahvaltı bitiminde çantamızı alıp çıktık yola.
Fethiye’den Antalya’ya giden yoldan 35. km de Tlos’u bulduk.
Likya kültürünün özelliklerinin göründüğü yapılar "agora, kaya ve lahit mezar, stadyum, akropol, hamam, kilise, tiyatro" idi. Günümüzden 4000 yıl evveline giden kalıntılar bende heyecan uyandırdı. İnanılmaz büyüklükteki sağlam taşlar ve sütunlar acaba hangi teknoloji ile şekillendirilmişti, oralara konulmuştu? Yapılarında bir estetik var bir de sadelik. Becerileri hiç yabana atılır gibi değil.
Madem bize miras bunlar; öyleyse biz niye böyleyiz bugün? Medeniyet yoksunu ve aşağılık kompleksli...
Anadolu’nun birçok yerindeki harabelerde mutlak karşımıza çıkan tiyatrolar ne kadar anlamlı değil mi?
Bugün yurdumuzun her yerinde niye yok? Işık yuvaları tiyatrolar, kütüphaneler.

Tlos’ta kayalara kazılarak yapılmış mezarların kapısından sarkarak, içine girerek yakından baktım. Her birinin içinde üç tane mahfil vardı, insan boyunda. Toprak yerine yüksek kayaya gömülenler o zamanın aristokratları olsa gerek.

Tlos'da tıpkı diğer kalıntılar gibi tarihin derinliklerinden elini uzatmış 'okuyun beni' diyor.
Nedense biz hariç herkes okuyor, sahip çıkmaya çalışıyor.
Anadolu'da iğretimiyiz biz? Sümerler’e Etiler’e uzanan bağlarımız inkar mı edilecek?...







3 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Son zamanlarda yapılan kazılar sayesinde şehrin çok daha etkileyici bir yer olduğu meydana çıktı.Bende çok severim.

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Henüz göremediğim yerlerden birisi. Keşke daha çok resim olsaydı. Saygılar.

gülsen VAROL dedi ki...

ancak bakabildim.. sayfalarında gezinmeyi özlemişim Zeynep.. ne muhteşem yerler buralar... ayrıca sen de ne kadar muazzam foto imişsin!!! :)))