16 Nisan 2013 Salı

Altın

    
 “Bir milletin parasının denetimi elimde olsun, yasalarını kimin yazdığı umurumda olmaz” — Mayer Amschel Bauer Rothschild
 Geçen haftasonundan bu yana altın ve gümüş piyasaları dramatik bir çöküş sergiliyorlar. Bu çöküşü irdelerken, Mayer Amschel Bauer Rothschild’ın sözünü kulağımıza küpe etmemiz faydalı olacaktır. Çünkü söz konusu çöküş ve çöküşün sebepleri, temelde paranın denetimini elinde tutmaya çalışanların giriştikleri çaresiz çırpınışlardan başka birşey değil.
 Gerçek zenginlik, doğal kaynaklar, emek ve bilgiden oluşur. Ama parayı kontrol eden, gerçek zenginliğin üzerinde hakimiyet kurabilir. Bu hakimiyeti kuranlar içinse iki şey kaçınılmazdır: Söz konusu hakimiyetin verdiği gücün kötüye kullanımı, ve (buna bağlı olarak) söz konusu gücün sonunda yitirilmesi. Gücün kaybı kaçınılmaz olsa da, elde tutanların sonuna kadar mücadele etmesine de engel değildir.
 Gerçek para olan altın ve gümüş, Batılı merkez bankalarının, özellikle de ABD Merkez Bankası’nın elinde tuttuğu “paranın denetimi” imtiyazını tehdit ediyor. Bu nedenle söz konusu çevreler altın ve gümüş baltalanmayı, yerin dibine batırılmayı görev biliyorlar.
 Dikkatinizi çekerim, bu işlem imtiyaz sahiplerinin bir “görevi.” Nasıl bir hırsız, cüzdanınızı çalmak istediğinde size bıçak çekiyor ya da kafanıza darp ediyorsa, bu merkez bankaları da altın ve gümüşün kafasına vuruyorlar. Hırsız, cüzdanınızı çalarken sizden “hoşlanmadığı” için kafanıza vurmuyor. Sadece “işini” yapıyor.
 Altın ve gümüşe karşı gerçekleştirilen saldırı da bir tür hırsızlık. Saldırının amacı, korku salarak zenginliklerin bir kesimden ötekine transfer edilmesi. Saldırı bu amacına ulaştı bile. Gerçekleştirilen bu finansal terörizm sonucunda, milyarlarca dolarlık zenginlik belirli yatırımcıların (genellikle küçük yatırımcının) cebinden çalınıp, başka kurum ve kişilerin hesaplarına geçti. Bu kişisel bir konu değil. Amaç sadece paranızı çalmak!
 Ama buna karşı çıkmanın çok basit bir yöntemi var: Oyuna gelmemek! Çünkü söz konusu operasyon aslında bir hırsızlık olsa da, hırsızlıktan farklı olarak, sizin “katılımınız” olmadan gerçekleşemez. Yani olaya yine de bir “adalet” süsü vermek, ya da serbest piyasa kurallarının geçerli olduğu izlenimini yaratmak gerekli, öyle değil mi? Bu yüzden, korku ve panik ortamı yaratarak elinizdeki altın ve gümüşü satmanızı sağlamaya çalışıyorlar. Bu oyuna geçmemek için birkaç basit kuralı izlemeniz yeterli:
 1. Daima fiziksel altın almak,
 2. Asla kaldıraç kullanmamak (yani borç parayla altın ya da gümüş almamak), ve
 3. Fiyat “aşırı satış” seviyelerine indiğinde (yani hemen herkes satıyorken) satış yapmamak.
 Bu üç kuralı uygulayanların para kaybetmesi hemen hemen imkansız. Ama bu kuralları uygulamak hiç de kolay değil.
 Umarım siz uygulayabilenlerdensinizdir.
 

1 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Teşekkürler, yararlanacağım!