Görüldüğü gibi, blogumdaki yazılar çoğunlukla alıntı.
Ben ki kaç fırın ekmek yemeliyim daha.
Bütün yaptığım hayran hayran bakmak, okumak, sonra da pörtföyime almak.
Belki bir gün nacizane ben de bir şeyler karalarım.
Şimdilerde yaptığım;
hayat devam ederken, yaşamdan kaçırmamam gerekenlere yoğunlaşmak. Zira, çoktan aşılmış, Cahit Sıtkı'nın dediği.
3 aydır hayatımın ilk en uzun tatilindeyim.
Ege'nin dibindeyim sakin bir köyünde. Arada bir, araba yada insan geçen, çoğunlukla horoz sesinin olduğu, pencerelerden ağaçların, güneşin baktığı, balkonundan okşayan rüzgarın geçtiği.
Kaçmak ister ya insan bazen,
Özlemini sınamak ister belki, büyük şehrin.Ya da açlığını gidermek, kırsala olan.
İnsan oğlu bu,
Gönlü avunmaz kolay kolay.Arar da arar.
Şu dağlar bana bakarken, minnet duyuyorum.
Eteğinden gelen su sesi , şehrin gürültüsüyle yer değiştirmiş.
Alışkanlıklar, çekim gücündeler.
Beni sürüklüyorlar. Bir oraya bir buraya,
Yetişebilir miyim?
Ruhum doyarsa şayet!
3 yorum:
Güzel bir post daha... Teşekkürler.
Ben buraları tanıyorum ama yazmam ;)
harika resimler ve mekan :)
Yorum Gönder